NLP’de Zaman Çizgisi

Bizler bellek kayıtlarımızın toplamı değilsek, neyiz peki?
Yıllar önce psikologlar,  geçmiş deneyimlerimizin, ‘kim olduğumuzu’ ve ‘nasıl davrandığımızı’ belirlediği konusunda görüş birliğine varmışlardı. Son zamanlarda bellek kayıtlarıyla ilgili çalışmalar psikologların gözünden düşen bir konu olmuştur çünkü bellek kayıtlarıyla ilgili olarak ne yapacaklarını ve onları nasıl etkileyeceklerini bilmiyorlardı.
Bellek kayıtları ya da hatıralar biz yaşadıkça kaydedilirler, korunurlar ve zamanla etkileri gittikçe artar. Bizim ‘Zaman Çizgimiz’ (Time Line), beynimize kodlanan bellek kayıtlarıdır. İnsanlar hatıralarını böyle kaydeder ve biriktirirler. Aksi halde geçmiş hatıralar ile gelecekle ilgili hayaller arasındaki farkı nasıl bilebilirdik? Zaman Çizgisinin keşfedilmesiyle, tarihte ilk defa, birçok insanın bellek kayıtları üzerinde kısa süre içinde başarılı değişimler gerçekleştirebilme ‘becerisi’ kazandık. Şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki, bir insanın bellek kayıtlarında önemli sayıda değişiklik gerçekleştirdiğinizde, onun kişiliğini de etkilemiş olursunuz.
Buna ek olarak, bizim davranışlarımız da, geçmişte verdiğimiz kararlar tarafından yönlendirilir. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak geçmişte verdiğimiz kararlar, şu andaki davranışlarımızı etkilemektedir. Kararlarımız Zaman Çizgisinde biriktirilir ve onlara giriş kapısı Zaman Çizgisidir.

Ölçekleme ya da Tümevarım/Tümdengelim

Elde ettiğimiz bilgiyi, farklı düzeylerde ve farklı tüme varım/tümden gelim işlemleriyle yönetiriz. Daha geniş ve daha genel bir bakış açısına geçmek için ‘tüme varım’ işlemini; ayrıntılara inmek için ‘tümden gelim’ işlemini kullanarak,  bir projenin başarılı olmasına katkıda bulunmak için düşünme yolunu değiştirebiliriz. Yan yollarda çeşitli değişiklikler yaparak; bağlantılı ve karşılaştırmalı araştırma alanlarında başarılı olabiliriz.

Yöneticilerin, yüksek düzeyli proje ve amaçları, özel, yönetilebilir ve temsil edilebilen görevlere dönüştürebilmeleri için, ‘tümden gelim’ işlemini kullanabilmeleri gerekir. Bunun yanında şirket çalışanlarının kollektif amaçları edinmesi ve birlik oluşturması için, yöneticilerin ‘tüme varım’ işlemi kullanmaları gerekir. Çeşitlenme kavramı ise ‘yan yollar’ gruplamasını temsil eder.

Meta Programlar
Meta programlar en derin düzeyde algımızı filtreleyen programlardır. İçerikten bağımsızdırlar. Meta programlar silme ve çarpıtma amaçlarına hizmet ederler. Genellemeleri sürdürürler ya da durdururlar. Bizim en temel Meta Programlarımız olan dört temel algı filtresi vardır. Bunlar, Jung’un ‘Psikolojik Tipler’ adlı kitabında özetlediği kişilik tiplerine benzer.

Dört temel filtre, çeşitli kombinasyonlarla yirmi ya da daha fazla karmaşık filtreler üretir. Bu konuda hiçbir düşünceniz olmasa bile şu soruya cevap vererek bir tanesinin nasıl işlediğini görebilirsiniz. “Bu bardak yarısına kadar su mu dolu yoksa yarısı boş mu?” İçerik ne olursa olsun, Meta Program filtreleri her zaman işlerini yaparlar. Yani, içeriğin ne olduğuna bakmadan algıyı filtrelerler.

Meta Programlar içsel filtreleme süreçlerinin en bilinçdışı ve içerikten bağımsız olanlarıdır. Diğer bir deyişle Meta Programların kendileri içeriksizdir, fakat deneyimlerimizin içeriklerini filtrelerler. Silme ve çarpıtma filtreleridirler, bazen genellemeleri de kullanırlar. Her zaman yaptığımız genellemeleri sürdürerek ya da kırarak, kimliklerimizi sürdürmemizi sağlarlar. Bir insanın Meta Programlarını bilirseniz, onun yaşadığı halleri de önceden bilebilirsiniz. Onların davranışlarını da önceden bilebilirsiniz. Buna ek olarak, belirli bir amaç için, bir insanın bilgiyi filtreleme biçimlerini değiştirebiliriz de. Meta Programın amacı insanları bir kutuya kapatmak ya da onların doğru mu yoksa yanlış mı yaptıklarını belirlemek değildir. Bunlar direnç doğurur. Meta Programlar ne iyi ne de kötüdür. Onlar basit bir şekilde, bir kişinin bilgi edinme süreçleridirler.

NLP Türk Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder