İnsanların güçlü ve derin değerleri, inançları ve tutumları, onların kişilikleri üzerinde büyük bir etki yapar. Değerlerin, inançların ve tutumların nasıl oluştuğunu bilirseniz, onların beyinde nasıl kodlandığını ve insanların iyi ve kötü ya da doğru ve yanlış diye yargıları nasıl oluşturduklarını bilirseniz, bu temel bilgiye dayanarak onların belirli durumlarda nasıl bir içsel hale sahip olacaklarını ve nasıl tepki vereceklerini de önceden bilebilirsiniz.
Bunları bildiğimizde, onların değerlerini değiştirebiliriz. Değerler öncelikle bizim motivasyonumuzdan sorumludur ve bizim zamanımızı nasıl harcadığımızı belirler. Değerler bizim motivasyonumuzu ve dolayısıyla aksiyonlarımızı belirleyen birincil hislerimizi yaratır. Değerler, insanların aksiyonlarını ya da fiillerini nasıl seçtikleri ve nasıl geliştirdikleriyle ilgilidir.
Harry Alder ‘Yöneticiler için NLP’ adlı kitabında davranışlarınızı, budağının su üstündeki kısmına benzetir. Suyun altındaki kısım çok daha büyüktür ve yüzeye yakın olan duygularımızdan, sonra tutumlarımızdan ve en derinde ise inançlarımızdan oluşur.
Bireyin içinde ‘minör kişilikler’ ya da ‘değer sistemleri’ gibi parçalar vardır. NLP Uzmanları içsel parçalar arasındaki içsel çatışmaların, birçok kişilik sorunlarına yol açtığına inanmaktadır. Bunlar arasında basit uyuşmazlıklar, sağlık sorunları ve düzensizlikler vardı. Bunlar için ‘Parçaları bütünleme’ çalışmaları yapılır.
Meta Program Filtreleri
İnsanların deneyimlerini filtreden geçirirken ya da ayırıp sınıflandırırken gösterdikleri esnekliği tanımak çok önemlidir. Bizler alışkanlık olarak bazı deneyimlere dikkatimizi veririz ve bazılarını da görmezlikten geliriz. Bunlar bizim düşünme ve çalışma biçimlerimizdeki sabit ve tutarlı kalıpları oluştururlar.
Meta Program Davranış Kalıpları
Bir kişinin Meta Programını belirlemenin nedeni, farklılıklara saygı duymak ve o insanı anlamaktır. Meta programını tanıdığınız insanlarla, huyunu suyunu bildiğiniz insanlarla çatışmadan ve dostane bir ilişki kurarak çalışabilirsiniz.
Mo Shapiro’nun dediği Meta programların iş dünyasındaki uygulama alanı çok geniştir. Sizinle uyuşmayan kişilere olumsuz tavır alıp hayal kırıklığına uğramak yerine, onların Meta programlarını tanıyarak onlarla ‘Karşılıklı Etkileşim’ içine girebilirsiniz.
Yaklaşan/Uzaklaşan Kalıbı
‘Sizden yarın işten ayrılmanız istenseydi, yaşamınızda neler değişebilirdi?’
Bu örnek, sizin ‘amaç ve hedeflerine yaklaşan’ bir kalıpla mı yoksa ‘istenmeyen sonuçlardan uzaklaşan’ bir kalıpla mı hareket ettiğinizi ortaya çıkaracaktır. Amaç ve hedeflerine yaklaşma kalıbı içindeki bir insan, çıkar ve yararları hakkında konuşacak ve ne istediğini bilecektir. İstenmeyen sonuçlardan uzaklaşma kalıbı içindeki bir insan ise sorunları hakkında konuşacak ve amacına değil sakınmak istediği şeye odaklanacaktır.
Anthony Robbin’sin dediği gibi tüm insan davranışları zevk almak ve üzüntüden kaçınmak için şiddetli bir arzunun etrafında döner.
Aynılık/Farklılık Kalıbı
‘Şu an yapmakta olduğunuz iş ile geçen yıl yaptığınız iş arasındaki ilişki nedir?’
Bu sorunun cevabı size, kişinin benzerlikler bulan bilgi edinme sürecini mi (‘halen bakıyor’, ‘eskiden olduğu gibi’) yoksa farklılığı mı (‘değişim projeleri’, ‘farklı eğilimleri olan yeni müşteriler’) göz önünde bulundurduğunu gösterir. Aynılığı tercih eden kişiler, benzer işlerde ya da aynı işte çalışmayı tercih eder, değişiklik aramazlar. Farklılığı tercih eden kişiler ise işlerini değiştirmek isterler. Kariyerlerini geliştirirler. Sık sık kuralları bozarlar.
Anthony Robbins şu soruyu sorar : “Yıllarca aynı şekilde tekrarlanıp duran biri şiniz olsaydı, bir ‘farklılık’ insanını işe almak ister miydiniz?” Şüphesiz, istemezdiniz. Bir ‘aynılık’ ya da ‘benzerli’ insanını işe almak isterdiniz ve o da böyle bir işi yapmaktan zevk alırdı.
Bir ‘Yaşamın Kontrolünü Eline Alma” Hikayesi...
“Anlaşmazlık”
Milton’un karısı, yeni evlendikleri dönemde bir gün Milton’ın annesine sordu :
“ – Baba ile anlaşamadığınızda neler olur?”
Milton’ın annesi şöyle dedi :
“-Özgürce ağzıma geleni söylerim ve sonra çenemi kaparım.”
Sonra Milton’ın karısı dışarı çıktı. Milton’ın babasının yanına gitti ve ona sordu :
“ – Siz ve anne anlaşamadığınız zaman ne yaparsanız?”
Milton’ın babası şöyle dedi :
“- Ne söylemem gerekiyorsa onu söylerim ve sonra çenemi kaparım.”
“ - Sonra ne olur” dedi, Milton’ın karısı.
“ – Birimiz ya da ötekimiz kendi işine bakar. Bu her zaman sonuç verir.”
Sidney Rosen’ın Yorumu :
“ – Erickson’ın annesi ve babası yaklaşık yetmiş beş yıllık evlidirler. Onların evliliklerindeki uyumun, karşılıklı saygı üzerine temellendiği belli oluyor. Kendi fikirlerini kabul ettirmek için birbirlerini zorlamamayı ilke edinmişler. (s.172)
İçsel / Dışsal Kalıbı ya da Referans Çerçevesi Filtresi
‘İyi bir iş yaptığınızı nasıl bilebilirsiniz?’
Buna bazen ‘referans çerçevesi’ filtresi denir. İnsanlar aksiyonları hakkında yargı oluştururken bu filtreye başvururlar. İçsel referanslı kişi, yukarıdaki soruyu ‘Ben kesin olarak biliyorum’ ya da ‘Ben içimde kendimi iyi hissederim’ diye cevaplayabilir. Dışsal referanslı kişiler ise aynı soruyu ‘Birisi bunu bana söylediğinde’ yada ‘İnsanlar fikirlerimi kullanmaya başladığında’ diye yanıtlar. İçsel referanslı olanlar, kendi kendilerini motive eden ve kendi kararlarını kendileri vermek isteyen insanlardır. En verimli çalışmalarını en az denetim altındayken yaparlar. Bu da onların kendi düşüncelerini tercih ettiklerini gösterir. Dışsal referanslı olanlar ise başka bir kişinin standartları belirlemesini isterler. Açık ve olumlu geri bildirimden hoşlanırlar ve yönetime saygı duyarlar.
Anthony Robbins’e göre gerçekten etkili olan bir Lider, ‘içsel referans çerçevesine’ sahip olmak zorundadır. Çünkü bir eyleme geçmeden önce diğerlerinin düşüncelerini sormak için tüm zamanını harcayan bir kişi, gerçek bir lider olamayacaktır. Kararlı olabilmek için metaprogramların bir dengesi vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder