NLP'de İçsel Filitreler ve Bilinç



İçsel Filitreler

İnsanlar içsel filtrelerinin farklı oluşu yüzünden iletişim kurmakta güçlük çekerler. Üç çeşit içsel filtre vardır :
SİLME: Silmenin ortaya çıkmasının nedeni, bizim deneyimlerimizin belirli yanlarına dikkat edip, diğer yanlarına dikkat etmeyerek seçici davranmamızdır. Eğer silme olmasaydı, zihinlerimizin bilinçli yanı çok fazla bilgiyle yüzleşmek zorunda kalırdı.
ÇARPITMA: Çarpıtmanın ortaya çıkmasının nedeni, gerçekliği yanlış betimleyerek ya da yorumlayarak, deneyimlediğimiz duyusal verilerde değişiklik yapmamızdır. Doğu felsefesinde iyi bilinen bir çarpıtma hikayesi vardır. ‘İp ve Yılan’ hikayesi olarak anılır. Bir adam yolda yürürken, yılan  olduğuna inandığı bir şey görür ve ‘YILAN’ diye bağırır. Sonra yanına yaklaşıp araştırdığında onun sadece bir parça ip olduğunu keşfeder.
Çarpıtma bizim kendimizi motive etme sürecimize yardımcı da olabilir. Motivasyon, bize gelen malzemeyi gerçekten çarpıtmamızla ortaya çıkar ve filtre sistemlerimizden birisi tarafından değiştirilir. Planlamada da yardımcı olur. Hayali gelecekler kurarken çarpıtmayı kullanırız.
GENELLEME: Üçüncü içsel filtre süreci genellemedir. Bir, iki ya da daha çok deneyimden hareketle global sonuçlar çıkarmamızla oluşur. Bizim öğrenme yollarımızdan birisidir. Bilgiyi alırız ve bir ya da birkaç deneyime dayanarak dünya hakkında genel sonuçlar çıkarırız. Bu, genellemenin en iyi örneğidir. En kötü örneği ise sadece bir tek olaydan hareketle genelleme yaparak, bütün yaşamımız boyunca yaşadığımız deneyimlere bu genelleme ile bakmamızdır.
Normal olarak bilinçli zihin, bir an içinde en fazla yedi bilgi parçasını tutabilmektedir. Şüphesiz birçok insan bu kadarını da tutamaz. Şunu yapmaya çalışın: Bir ürün kategorisine giren yedi ürünün adını sayabilir misiniz? Örneğin, sigaralar. Birçok insan, az ilgilendikleri kategorilerde belki üç ürün adı, çok ilgilendikleri kategorilerde ise belki dokuz ürün adı sayabileceklerdir. Bunun da bir nedeni vardır. Eğer her zaman aktif bir şekilde gelen bilgileri silmeseydik, çok yüksek bilgi yığınlarının altında kalırdık. Psikologların dediği gibi, eğer bize gelen duyusal bilgilerin tamamının her an farkında olsaydık, çıldırırdık. Bu yüzden bilgileri filtreliyoruz.
Dolayısıyla sorulması gereken asıl soru şu: “Aynı uyaranlarla karşılaşan iki insan neden aynı tepkiyi vermiyor?” Cevap ise şöyle : “Çünkü bu iki insan, dışarıdan gelen bilgiyi farklı şekillerde siliyor, çarpıtıyor ve genelliyor.”

Bilinç

Bilinç şimdiki zamandaki farkındalığımıza ait herşeydir. Sol beynimizle bağlantılıdır. Düşünmek, tasarlamak, planlamak, seçmek, karar vermek, strateji belirlemek, hedef belirlemek, yargılamak, çözümlemek bilince ait etkinliklerdir. Bilinç ve ‘Bilinçli Zihin’ aynı anlamda kullanılmaktadır.

Bilinçli zihnimiz kararlar verir, düşünür, çözümler, yön verir. Sanki her şey onun kontrolü altındaymış gibi davranır. Oysa ki bilinçli dikkatinizi aynı anda beş ile dokuz parça konudan fazlasına veremeyiz.

Gündelik yaşamdaki sıradan insan bilinci genellikle ‘kasılmış’ durumdadır. Transpersonal (Kişilik ötesi) psikoloji, NLP, Meditasyon ve Trans çalışmalarında bu ‘kasılmışlık’ durumundan kurtulma çalışmaları yapılır. Başarılı olmak için zihnimizi sakinleştirmeli, algısal çarpıtmaları azaltmalı ve kendi potansiyellerimizi tanımalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder