Öğrenme Tarzları
Öğrenme kuramları şunları söyler
:
1.
Öğrenciler öğrendikleri şeyi görmelidir – görsel
araçlar, şemalar, grafikler vb.
2.
Öğrenciler öğrendikleri şeyi duymalıdır – dersler,
konuşmalar, kasetler, müzik vb.
Böylelikle eğitim, ‘çok duyumlu’
bir Deneyim olduğunda, hem daha ilginç ve eğlenceli olur, hem de bütün Temsil
Sistemlerine hitap etmesi sayesinde, bütün tarihleri besler.
‘Ağır öğrenen’ öğrencilerin bir
kısmı sadece ‘farklı’ öğrenenlerdir. Mevcut öğretim sistemini kendileri için
zor bulmaktadırlar.
Üniversite öğrenimi ‘işitsel’
sisteme ağırlık vermekte, görsel veya dokunsal sistemleri tercih eden kişilere
yeterli hizmeti verememektedir.
Öğretmenler ve Konuşmacılar da
kendi tercih ettikleri temsil sistemine uygun olanlara mükemmel bir sunuş
yapabilmelerine karşın, diğer tüm sistemleri gözardı ettiklerini
düşünmektedirler.
Öğrenme
kavramı, çalışarak, deneyleyerek ve eğitilerek bilgi ve beceri kazanmayı
içerir. Fakat bu tanım bir sonuçtur. Peki süreç hakkında ne söyleyebiliriz?
Nasıl öğrenebiliriz?
Öğrenmek
her zaman kişisel gelişimi içerir. Farklı duygulanmayı, farklı düşünmeyi ve
farklı davranmayı öğrenebiliriz. Öğrenmek doğal bir şeydir. Her zaman bir
şeyler öğreniriz. Değişen koşullara ayak uydurmak bunun bir parçasıdır.
Öğrenme sürecinin
dört düzeyi :
Bilinçdışı
Yetersizlik:
Bilmiyorsunuzdur ve bilmediğinizi bilmiyorsunuzdur. Kitap okumak, futbol
oynamak ya da araba kullanmak gibi, şimdi iyi yaptığınız fakat bir zamanlar
onunla ilgili hiçbir şey bilmediğiniz bir etkinliği düşünün. Belki onun
farkında bile değildiniz.
Bilinçli
Yetersizlik:
Şimdi beceriyi uygulamaya başladınız. Fakat henüz bu konuda yeterli değilsiniz.
Bilinçli
Yeterlilik:
Beceriyi kazandınız. Fakat henüz kalıcı olmadı ve alışkanlık düzeyine inmedi.
Yoğunlaşmaya gereksiniminiz var.
Bilinçdışı
Yeterlilik:
Şimdi beceriniz alışkanlık düzeyine indi ve otomatik hale geldi. Artık onun
hakkında düşünmeniz gerekmiyor. İşte öğrenmenin amacı budur. Beceri bilinçdışı
alana yerleştiğinde, bilinçli zihniniz başka bir şey yapabilmek için özgür
kalır. Örneğin arabanızı kullanırken, arabanızdaki insanlarla konuşabilirsiniz
ve müzik dinleyebilirsiniz.
Öğrenmenin en iyi yolu
deneyimdir.
Önce Kendi Kendinize ‘Ayak
Uydurun’, İçsel Uyum sağlayın.
Deneyimlerinize dikkat ederek,
bilinciniz ile bilinçdışınızın uyumlanmasını sağlayabilirsiniz. Ne
hissettiğinize ve bunun ne anlama geldiğine dikkat edin! Kendi ‘bedeninize’
karşı duyarlı olur. Kendinize ayak uydurun ve sonra rehberlik edin. Siz
rahatladıkça, sezgilerinizin farkına varacaksınız. Sezgisellik içsel görüye
ulaşmaktır.
İnsanlar ve olaylarla ilgili
olarak sezgileriniz size yol gösterecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder