NLP'de Davranış ve Niyet




Bilinçdışı

Joseph O’Connor’un dediği gibi bilinçdışının ise çok daha geniş bir ‘Etki Alanı’ vardır. Bilincimizden daha fazla şeyi başarabilir. Eğer nasıl yürüyeceğinizi, nasıl konuşacağınızı ve nasıl yazacağınızı bilinçli olarak düşünmeniz gerekseydi, her şeyin ne kadar zahmetli ve ağır olacağını bir düşünün. Bu işlemleri yapmak için her kas grubunuza emir vermeniz gerekmiyor. Bunların hepsi ‘bilinçdışınız’ tarafından yürütülüyor. ‘Öğrenme ve değişim önce bilinçdışında başlar’.


“Düşünceler, bilinçdışı süreçlerin sonuçlarıdır.”       
NLP terminolojisinde ‘bilinçdışı’ ,  şu andaki farkındalığımızda olmayan her şeyi ifade eder. Bütün zihinsel süreçler, bizim bilgimizin dışında olarak bilinçdışı zihin tarafından yürütülür. ‘Bilinçdışı zihin’ ifadesi bir isimlendirmedir. Aslında bilinçdışı, bir ‘şey’ değil, bir süreçtir. Yaşamlarımızın sürdürülmesini sağlayan bütün derin işlevleri yerine getirir. Bütün düşünce süreçlerini o yürütür. Biz bilinçli zihin ise bir yüzme havuzunun yüzeyindeki hava kabarcıklarına benzetilebilir. Bilinçli zihin, bizim farkında olduğumuz alandır.

Düşünme süreci bilinçdışıdır. Biz bilinçli bir şekilde sadece sonuçların farkında olabiliriz.

Yıllar önce olmuş ve unuttuğunuz bir olayı bir anda hatırladığınızı deneylemişsinizdir. Size o olayı anımsatan, bilinçdışı zihninizdir. Çapalar, uzun zaman önce yaşanmış halleri ve deneyimleri geri getirebilirler.

Bilinçdışı zihnimiz bir deneyimler, hatıralar ve beceriler hazinesi olarak görülebilir.
Bilinçdışı ya da bilinçaltı bizim sezgi, ilham, duygusallık, duyarlılık, imgeler, semboller, mecazlar alanımızdır. Kollektif bilinçdışındaki arketiplerle de bağlantıdayızdır.

Alfa düzeyindeyken ‘Gözümüzde Canlandırma’ ya da Görselleştirme yöntemini kullanabiliriz. Wendy Grant’ın deyişiyle sağ beyne bilinçdışı denmesinin nedeni, yaptıklarını düşünerek ve bilinçli olarak karar vererek yapmamasıdır. ‘Zaman’ sağ beyin tarafından algılanmaz. Ama bu sağ beynimizi kullanırken bilincimizi yitirdiğimiz anlamına gelmez. Sağ beynimizin kontrolündeyken birisi kapıyı çaldığında ya da ayağımızın altını gıdıkladığında birden ayılıp bilinç düzeyine geçebilir, gerekli tepkileri verebiliriz.

Sağlıklı bir yaşam, bilinç ile  bilinçdışının dengeli olduğu bir yaşamdır.

 

Davranış ve Niyet


Davranışlarımızın büyük bir kesimini, biz amacını bilinçli olarak anlasak da anlamasak da, ‘bilinçdışımız’ kontrol eder. Daha derindeki güdülerimizi anlamak için, bilincimiz ile bilinçdışımız arasında bir ‘köprü’ kurmanız gerekir. ‘İçsel Bütünlüğü’ ve ‘Tutarlılığı’ sağlayan bilincimiz ile bilinçdışımız arasındaki Uyum’dur.

Bilinçdışımız bizi günde 24 saat destekler. Hiçbir zaman nefes almayı unutmayız, kalbimiz atmayı unutmaz.
Bu konudaki  NLP’nin Önvarsayımları şunlardır :
“Bilinçdışı her zaman iyilikseverdir.”
“Tüm davranışların arkasında olumlu bir niyet vardır.

Bir ‘Bilinçdışına Güvenme’ Hikayesi


“Oğlum Konuşacak”


“Milton dört yaşına geldiğinde çevresindeki insanların çoğu onun için endişeleniyordu çünkü iki yaşındaki kızkardeşi konuşmaya başladığı halde, o hala konuşamıyordu. Kızkardeşi de aslında konuşuyordu ama bir şey söylemiyordu. İnsanlar Milton için endişeleniyordu, dört yaşında erkek çocuğu, konuşamıyordu.

Milton’un annesi ise çok rahattı ve onlara şöyle diyordu : ‘Zamanı geldiğinde oğlum konuşacak.’

Sidney Rosen’ın bu hikayeyle ilgili yorumu şöyle :
Bu hikaye Erickson’ın en güçlü inancının ışığıyla parlıyor : bilinçdışı zihne güvenilebilir. En doğru zamanda en uygun yanıtları üretecektir. İlk defa hipnotik trans deneyleyen, kişilere bu hikaye anlatılırsa sabırla oturup konuşmanın başlamasını ve sözel olmayan bilinçdışı mesajların alınmasını beklemeleri için onları cesaretlendirecektir. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder